Aslan


Röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim Ertürk  Bey.Yeni kitabınız 'Agafya' gerçekten özenle hazırlanmış harika bir kitaptı.Size ve Agafya'ya dair cevabını merak ettiğim sorularıma müsaadenizle hemen geçmek istiyorum;





-İlk sorumu Agafya'ya ayırmak istiyorum. Agafya, sizin ikinci kitabınız. Agafya’yı yazma sürecinizden bize biraz bahseder misiniz? Nasıl gelişti? Ne kadar sürede tamamlandı?

Evet, daha önce Ateş, Güneş ve Ada isimli bir kitabım var. Benim için önemli bir kitaptı. Biliyorsunuz her ilk kitap yazardan en çok iz taşıyan kitaptır. Ateş, Güneş ve Ada'da öyle kendi hayatımdan yola çıkıp genç bir erkeğin hayata, aileye, eğitime, kadınlara, sekse, arkadaşlığa bakışını en içten en samimi en cesur şekilde açıklayan bir kitaptı. Agafya ise gerçek bir olaydan yola çıkılarak kaleme alındı.  Aynı dönem biliyorsunuz şu sıralar Kıvanç Tatlıtuğ'un oynadığı ‘Kurt Seyit ve Şura’ dizisinde anlatılan dönem. 1917’de Rusya'daki devrimden kaçan asilzadeler ve zenginler... İşgal altındaki İstanbul'un yolunu tutarlar. İstanbul'un tüm eğlence hayatını kısa sürede değiştirdiler. İşte böyle bir ortamda yaşanan bir aşk, cinayetler ve bence Türkçe’deki en erotik sahneler... Yazma sürecine gelince, ben uzun yıllardır yakın Türkiye tarihiyle hobi olarak ilgileniyordum. Yıllar önce Beyaz Ruslarla ilgili bir şey okumuştum, sonra bununla ilgili elime geçenleri toplamaya başladım.Aslında belgesel olarak başlamıştım, tabii yayıncı olduğum için, dedim ki belgesel olarak kimse okumaz... Agafya ile Tegami'nin hikâyesini buldum ve oradan ilerleyerek yarı kurgu yarı gerçek Agafya kitabı ortaya çıktı. 2 yılda yazma süresi tuttu..




 -Kitabınız gerçekten güzeldi, üzerinde uzun emekler olduğunu her satırında hissederek okudum. Kitap bittiğinde 'Son Söz' kısmında ilginç bir ifade vardı. 'Kitapta adı geçen birçok kişi, birçok olay gerçektir ama elbette bazıları hayal ürünüdür.' Bu söze binayen kitabınıza ismini de veren 'Agafya' için gerçek kişi diyebilir miyiz? Bu cümlenizin sırlarını biraz aralamak ister misiniz? 

Aslında hikâye yaşanmış bir hikâye dediğim gibi, kitabın içindeki tarihsel verilerinde hepsi gerçek. Ama kahramanımızın asıl adı Nataşa. Ülkemizde bu isim biraz farklı algılandığı için ismini değiştirmek zorunda kaldım.  Tegami'de gerçek ama Anton karakterini ben uydurdum. Romanın asıl kahramanını.





-Siz yazar kimliğinizin yanında, aynı zamanda Destek Yayınları Genel Yayın Yönetmenisiniz. Ve hayatınızı kitaba adamış birisiniz. Türkiye’de var olan yazarlar sizin pencerenizden bakıldığında Avrupa ile kıyasla hangi seviyede?

Aslında artık Türkiye, Avrupa, Dünya gibi ayrımlar kalmadı. Dediğim gibi benim ömrüm kitaplar ve kitapçılıkla geçti. Bundan 15 yıl önce Türkiye'de yazılan ve basılan konular belliydi. Avrupa’da ve Dünya’da ise sonsuz çeşitlikteydi. Ama şimdi Türkiye'de de durum aynı. Bence Agafya Amerika'da yazılmış olsaydı aynı hafta filmi çekilirdi. Artık Türkiye'de de birçok kitap bir proje olarak ortaya çıkıyor. Kitabında modası var. Dönemi var. Örneğin şu dönem daha çok sosyal medyada var olan kişilerin kitapları öne çıkıyor.



-Edebiyat dünyasında takip ve takdir ettiğiniz kitaplara-yazarlara kimleri örnek gösterebilirsiniz?

Ben çok okuyan birisiyim. Arka kapakta demiştim. Benim için ne mutluluktur ki hayatımı kitap okuyarak kazanıyorum. Hatta şunu da samimi olarak söyleyebilirim,  40 yaşımda çıktı ilk kitabım, yazmamın asıl nedeni yazarken daha verimli kitap okuduğum içindir. Neyse bu uzun hikâye. O yüzden çok fazla sevdiğim yazar ve kitap var. Şöyle diyebilirim Cumhuriyet başlangıcından bu güne kadar ki tüm önemli Türk romanlarını en az hem de ikişer kez okumuşumdur. Ama benim için çok çok önemli olanları da vardır tabii. Mithat Cemal Kuntay- Üç İstanbul. Ahmet Hamdi Tanpınar- Saatleri Ayarlama Enstitüsü. Peyami Safa'nın tüm kitapları.  Tarık Buğra- Küçük Ağa. Ama en önemli yer her zaman Türk Romanında Reşat Nuri Güntekin’dedir bende. Adalet Ağaoğlu’nun Bir Düğün Gecesi, Ölmeye Yatmak, Sarı Mercedes. Sabahattin Ali'nin tüm kitapları. Sait Faik Abasıyanık hastasıyımdır, dönüp dönüp okurum.  Erhan Bener'in Yalnızlar. Saymakla bitirmemin olanağı yoktur. Dünya edebiyatının da tüm önemli eserleri okumuşumdur. Birde ben çeşitli okurum. Polisiye’de okurum, tarihte, ajan romanında bilim kurguda. Ama Fantastik edebiyat tek okumadığımdır.




-Bir sorumu yazarların, kitapların dünyasının dışına taşımak istiyorum. Malumunuz üzere, yaklaşan seçimler var. Siz Türkiye'de seçim sürecinin doğru ilerlediğini ve yönetildiğini düşünüyor musunuz?
Ben kendi çizgimi net olarak söyleyenlerdenim.  Birçok okurum diyor ki; "Ertürk bey siz edebiyatla ilgilenin siyaset yapmayın.." hal bu ki bu hayatın içindeyseniz, her yerinde varsınız demektir. Siyaset bir yaşama ve düşünme şeklidir. Yaşadığım ve düşündüğüm sürece siyaset yaparım ben. Ama bir partide olmazda açıklamalarımla, aklımın erdiğince yaparım.  Oy meselesine gelince maalesef oy kullanmıyorum. İstanbul’da yaşıyorum, şimdi gidip Kadir Topbaş’a oyumu vermem ama ne yapayım karşısındaki Sarıgül’emi vereyim. Vermem. Hepsi üçkâğıtçı hırsız ve olmak zorunda. Şimdi adam seçim için trilyonlarca para harcayacak... Ve onu bizden çıkarmayacak fitil fitil. Suratlarına bakın sadece Kadir Topbaş  veya Sarıgül, gerçekten sadece iyilik olsun diye bu paraları yatıracak tip varsa bende kendimi köprüden aşağı atarım. Ne zaman gerçekten bir halk adamı çıkar ona oyumu veririm.




-Agafya.. Kitapta erkeklerin aklını başından alan ve kendine Aşık eden bir kadın. Sizce Aşk nedir Ertürk Bey? Türkiye'de Aşk doğru algılanıyor mu? Yoksa pek çok insan ruhsal boşluğunu dolduran insan ile yaşadığı anları Aşk mı zannediyor?

İşte zor soru budur. Aşk ilk insandan bu yana var olan bir şey. Elbette var, elbette muhteşem bir şey. Ama şu an inanın ki toplumda aşk diye tarif edilen şeylerin aşkla alakası yok.  Bu kadar kadın cinayeti olur mu aşk yaşayan bir toplumda. Hepsi hastalıklı, herkes maskelerle dolaşıyor. Maskelerin olduğu bir yerde aşk olur mu?  Aşk çırılçıplak olmak demektir.

-Ve son sorum.. Kitabınızda beğendiğim pek çok husustan birisi de kitabın farklı baskısıydı. Çok daha kitapsı.. Ve siz şu sıralar yeni kitap hazırlığına başladığınızı belirttiniz. Yeni kitabınızla ilgili birkaç ipucu alabilir miyiz sizden?

Eeeee.. Yayıncı olunca kapak, kapakta kullanılan kâğıt, işçilik... Her şey tek tek düşünüldü tabiii. Çok Amerikanvari bir kitap oldu.  
Yeni kitaba gelince yukarıda ki soruya yanıt arayacağım aslında.. Aşk nedir?  10 tane aşk öyküsünden aşkı sorgulayacağız...

 Kitabı Satın Almak İsterseniz: Agafya

 Kitabı Satın Almak İsterseniz:Ateş, Güneş ve Ada
Aslan
Maureen Smith'in kaleme aldığı ve Ephesus yayınları tarafından 2012 yılında okur ile buluşturulan 'Seninim' kitabının Film haklarını satın aldık. Ve filmimizin çekimlerine Nisan ayının 20.gününde başlıyoruz.

Öncelikli olarak;

 Kitabın Yazarı:Mauren Smith


Ve Bu kitabın okurlara buluşmasını sağlayan :Ephesus Yayınları

Ve Artık Oyuncu kadromuza geçebiliriz; 
Lena.. Bu karakter için özel bir isim gerekliydi.Varolan yaşamının dışında farklı bir hayat süren,ve bir yandan da dedesinin hastane masraflarını karşılamak için özel bir iş yapan biriydi Lena. Ve bu yüzden bize öncelikle duygusal,ve istediğinde  tatlı-sert olabilen birisi gerekiyordu.

Bizde Lena Karakteri için Ayça Varlıer ile anlaştık.


Ve Sırada Lena'nın aklını başından alabilen ,Roderick karakteri için aramalarımıza başladık.Kenan İmirzalıoğlu'na götürdüğümüz teklif onun Nisan ayında daha önceden antlaşmış olduğu bir film projesi yüzünden askıda kaldı.
Bizde Roderick karakteri için, Carlos Martin ile antlaştık..





Lena ve Roderick isimlerinde antlaşmaya vardığımız isimlerden sonra bu karakterlerin hayatlarına giren isimlerdeydi sıra.
Lena'nın kız kardeşi  Morgan rolü için ise Ceyda Ateş ile antlaşmaya vardık.





Şimdi sırada hemşire rolü için antlaşdığımız isim ; Bennu Yıldırımlar





Ve bizim için önemli rollerden biri olan Cleveland,yani Lena'nın büyükbabası rolündeydi sıra.Bu rol için bize usta bir oyuncu gerekiyordu.Bizde hiç düşünmeden Çetin Tekindor'un kapısını çaldık.Kendisi teklfimizi hiç düşünmeden seve seve kabul etti.'Av Mevsimi' filmindekinin aksine çok uzak bir karakteri canlandıracak olması teklifimizi kabul etmesinde etkili oldu elbette..


Lena'nın özel işindeki patronundaydı sıra.. Zandra..Bu rol için ise bize istediğinde gayet ketum olabilen,ama hepsinden önemlisi 'cool' bir kadın gerekiyordu.Bizde  Saba Tümer ile anlaştık..



Diğer oyuncu kadrolarımız ile ilgili çalışmalar sürüyor..








Not: Arkadaşlar bu yazılar tamamen kız arkadaşımla hazırladığımız ortak 'hayal' ürünü bir çalışma ürünüdür.Biz hazırlarken çok zevk aldık,umarım sizler de okurken zevk almışsınızdır.Ama şu var,bu kitabın Türkiye'de filmi çekilse,filmine kesinlikle gidilir..

Kitabı Satın Almak İsterseniz:Seninim
Aslan
 YAZAR:OSMAN AYSU
 KİTAP:KAYIP
 PUAN :  8/10



 Cinayet romanlarında pek sıklıkla göremediğim bir hususu bu kitapta gördüm.İnsan psikolojisi.Kitap baştan sona dek bir cinayetin peşinde ilerlemiyor olması benim açımdan kitaba olan ilgimi arttıran en temel unsurdu.Yazarın kitapta akıcı bir üslup kullanması da kitabın kısa sürede bitmesini sağladı tabii.

  Şimdiye kadar okuduğum pek çok cinayet romanında hep sıradanlık vardı.Bu sıradanlığın sebebi ise katillerin,dedektif ile hep aralarına mesafe koymalarıydı.Oysa ki siz şimdi düşünün,bir cinayet işlediniz ve bu cinayeti çözmesi için bir dedektif atandığını öğrendiniz.Ne yaparsınız ? Dedektife uzak mı kalırsınız yoksa ona yakın olup ne bildiğini öğrenmek ve onu adım adım takip etmek mi istersiniz ?




  Kitapla ilgili gördüğüm sadece bir kaç eksik nokta vardı.Kitabın bittiği yer tatmin etmedi işin açıkçası.Yani o raddeye kadar harika geldi ,özellikle kitaptaki her bireyin psikolojik değişikliklerini görmek beni ziyadesiyle memnun etti fakat son kısım bir 10 sayfa daha uzun tutulsaydı daha doyurucu olabilirdi.Kurguda bir hata var,bunu belirtmiyorum kitabı okuduğunuzda ve parçaları birleştirdiğinizde bunu rahatlıkla sizde fark edebilirsiniz.Bunların dışında ise herhangi bir sıkıntı yok,gayet güzel akıp giden bir roman,gelişen olaylar,şaşırtan sahneler ve durumlar..

 Kitapla ilgili olarak son husus psikolojik tahliller ile ilgili olarak yazarı buradan tebrik etmek istiyorum.Eğer kitabı dikkatli okursanız ve kitap bittiğinde kitapla ilgili biraz düşüncelerin derin sonsuzluğuna kendinizi bırakırsanız yazarın insanlara dair size göstermek istediği pek çok durumu görebilir ve bunları hayatınızda kullanabilirsiniz.


Kitabı Satın Almak İsterseniz:KAYIP
Aslan
 YAZAR:AGATHA CHRİSTİE  
 KİTAP:PORSUK AĞACI CİNAYETİ
 PUAN :  7/10



  Agatha Christie'nin ilk kitabını okuduğumda bazı şüphelerim vardı.Ve daha sonra bendeki seriyi okumaya başladım.Elimde  4 kitabı daha var.Fakat her yeni kitabının bitiminde, özellikle Poirot-Marple kitapları arasındaki farkları irdelediğimde şüphe duymamda haklı olduğumun farkına  vardım.Yazarlar ile ilgili hazırladığım dosyanın içerisinde kendi dosyası da var.Daha net ve şüpheyi belgeleyen ifadeler ile onun da dosyasını zamanı geldiğinde buraya ekleyeceğim.Şimdi kitaba dönecek olursak ;


  İşte bu kitap tam bir Agatha Christie klasiği... Şu anda benim de yaptığım gibi üç noktalarla dolu,gizemler ile dolu ve cinayeti siz çözebiliyorsunuz.Yeter ki yazarın dikkati topladığı noktalar üzerinden değil tam tersi dikkati çekmediği hususlar üzerinden kitabı okuyun.Agatha Christie'nin neden dünyanın en ünlü yazarları arasında olduğunu anlamak istiyorsanız bu kitabı okuyabilirsiniz.İçerisindeki ince göndermeler,insana ve insanlığa dair saptamalar,bir adet yazar tavsiyesi ki bu yazarı kitap bittiğinde dikkatle incelemenizi öneririm.



  Yaşadığınız dönemin insanlarının bilgisinden kat be kat fazla bilgiye sahipseniz ve birileri sizin bu durumunuzu fark ederlerse sizden faydalanmak isterler.Bu yüzden sizi destekler,siz farkında dahi olmadan pek çok kapının size açılmasını sağlar ve sizi istedikleri noktaya getirirler.Agatha Christie kitaplarını,çoğumuzun bildiği 007 ajan filmi gibi düşünün.İlk 007 filmini izlediniz mi ?Döneminin çok ama çok üzerinde bir filmdir.İnsanlara var olanı değil daha ileride olacak olanı aktarır.Yani insanlığı buna hazırlar.Ve işte Agatha Christie bu kitabı 1953 yılında dünya edebiyat piyasasına sürdüğünde dünya şimdiki gibi bir yer değildi,fakat Agatha dünyanın bu noktaya geleceğini biliyordu.

 Salt cinayet romanları okumayı seviyorsanız,'ben zekiyim ulen' diyebiliyorsanız kendiniz için,birkaç ipucu ile dahi katili veya katilleri bulurum diyorsanız,o halde bu kitap ile kendinizi yeniden sınamaya ne dersiniz ?

Kitabı Satın Almak İsterseniz:Porsuk Ağacı Cinayeti
Aslan
 YAZAR:AGATHA CHRİSTİE  
 KİTAP:CİNAYET ALFABESİ
 PUAN :  4/10





    Agatha Christie yolculuğumda sıradaki durağım 'Cinayet Alfabesi' kitabıydı.Bir yazar nasıl dünyaca tanınır ? Bunu nasıl başarır ? Şimdi okuduğum bu kitap ile artık parçalar daha net belirmeye başladı,resmin tamamına yakınım.

  Bu kitapta olaylar ve cinayetler peşinden koşturuluyoruz.Koşuyoruz,demiyorum çünkü yazar bizi ittiriyor,peşinden sürüklüyor.'Ben bir cinayet kurguladım,cinayeti ben çözeceğim,sizde peşimden gelin..' Bazen insanın zekası döneminin ve çevresinin çok üst noktalarına ulaşır.Bu da iki sonucu doğurur.Zekası ile insanların üstüne basa basa  yükselir,Kibri ile alçalır.Agatha Christie her ikisini de yaşamış.




   Zeki insanları,zeki olduğunu sanan insanları seviyorum.Birisiyle satranç oynarcasına konuşmayı,ötekinin ise karşımda kendini komik durumlara düşürmesini seyretmek bana zevk veriyor.Agatha her ikisini de bu kitabında yapmış.İşin daha da ilginci kendi kendisine göndermeler yapan,kendi kendisini eleştirmekten daha fazlası kendisini yeren bir yazara ilk defa tanık oldum.Bir önceki kitabını yerden yere vuran bir yazar.. İşte resim tam da bu noktada şekillenmeye başladı.

   Sizlere kendimce naçizane önerim,her kitabı kendi kategorisinde ve seviyesinde okuyun-eleştirin.Mesela,Agatha Christie gibi,J.C.Grange gibi yazarları daha farklı okuyun,daha farklı eleştirin ve tüm dikkatinizin toplu olmadığı zamanlarda bu kitapları okumaktan uzak durun.Çünkü o anlar tam da bu yazarların kendi kitaplarının okunmasını istediği anlardır.

 Kitapla ilgili olarak son husus,kaos teorisini bilmeniz gerek.Bazen güçlüler,kendinden zayıf olduğunu düşündüklerinin olduğu yerde bir kaos ortamı yaratırlar.Ve sonra bu kaos ortamını yaratanlar gelir ve bu sisli havayı dağıtırlar.Onlar kendilerine yeryüzünde 'kurtarıcılar' veya 'düzelticileriz' derler.Eğer kaos teorisini biliyorsanız Agatha Christie kitaplarında cinayeti işleyen katili rahatlıkla bulabilirsiniz.


Kitabı Satın Almak İsterseniz:Cinayet Alfabesi
Aslan
 YAZAR:AGATHA CHRİSTİE  
 KİTAP: DOĞU EKSPRESİNDE CİNAYET
 PUAN :  6/10





   Agatha Christie anlaşılan çok iyi bir yap-boz oyuncusu.Yap boz nasıl oynanır bilirsiniz değil mi ? Önce bütünü gözünüzün önüne getirirsiniz,sonra da bütünü parça parça eski haline getirmeye çalışırsınız.Agatha Christie bu hususta gayet iyi , bunu bu kitabında da gayet net gördüm.

  Fakat bu kitabında eksik olan şeyler vardı.Kitabın ismi o kadar ilginçti ki ,ister istemez büyük beklentiler içerisinde kitaba başladım.Trende işlenen bir cinayet,konu harika.Ve daha sonra yazarın kasıtlı yaptığı bazı vurgulamalar vardı,ki bunlar işleri değiştirdi.




  'İstanbul-Konya-Lozan' .. Yazarın ne demek istediğini sanırım anlamışsınızdır.Agatha Christie gibi zeki bir kadının bu üçlünün tasara veya kasıtsız bir şekilde kitabında denk geldiğine inanmak güç.Siyasi vurgulamaları,mesajları ben kitaplar da oldum olası doğru bulmadım.Düşünceler her türlü belirtilsin,ama siz olduğunuz veya karşıtı olduğunuz bir millete karşı direk net mesajlar verme gayesi koşarsınız,aklıma direk şu soru geliyor;Bu yazar birilerinin elçisi mi ?

  Kitapta betimlemeler ve tasvirler neredeyse hiç yoktu.Bu da tamamen kurguyu sizin hayal gücünüze bırakıyor.Trene bindiyseniz hayatınızda tek bir kez ne ala,ama ya hiç trene binmemiş biri bu kitabı okursa ? Sahneleri,olayların geçtiği yerleri aklında canlandırmasını beklemek yanlış olur.Bu yüzden biraz daha betimlemelere ve tasvirlere yer verilmeliydi.

  Pek çok yazar günümüzde Ülke veya Dünya çapında üne kavuşmayı ister.Fakat bunlardan sadece bazıları buna sahip olur.Burada şunu sorun kendinize ;Hakedenler mi bu üne kavuştu,yoksa bu üne kavuşması haketmiş gibi lanse edilen edebiyat elçileri mi ?  

Kitabı Satın Almak İsterseniz:Doğu Ekspresinde Cinayet
Aslan
  YAZAR:AGATHA CHRİSTİE
  KİTAP: ÖLÜM ÇIĞLIĞI
  PUAN :  10/10





     Bazı kitaplar vardır,onları okumayı seçemezsiniz.Onlar sizi seçerler ve okunacakları güne kadar sizi bekletirler.Agatha Christie'nin bu kitabı kitaplığımda kaç ay bekledi hatırlamıyorum.Ve sonra bir gece kitap okunmaya başladı..




   Dünya çapında üne kavuşmak için naapmalı ? Tüm dünya kitapları içerisinde unutulmaz bir yer edinmek mümkün müdür ? Başaranların başardığı gibi başarmak için yapılması gerekenler nelerdir ? Şayet kitaplarla aranız iyiyse,ne tür yazıyor veya yazmak istiyor olursanız olun,Agatha Christie'nin bu kitabı size bunun tüm ipuçlarını veriyor.Siz bunları fark eder ve kullanabilirseniz ne ala.



Kitabın içerisinde işlenen bir cinayet,ve peşi sıra gelişen olaylar.İş buradan bir cümle ile bakıldığında böyle gözüküyor.Fakat her şey ama her şey bir kitaptan daha fazlasını içeriyor.Agatha Christie neden bu kitapta bazı şeyleri göstermek istemiş ,kitap bittiğinde  cevaplayamadığım iki  sorudan biri buydu.Diğeri ise,bu kitabı okuyanlar sadece Miss Marple ve cinayete odaklanmanın dışında kalan diğer hususları fark edebildiler mi ?

 Kitabı okudunuz veya okumak istiyorsanız Altın Kitaplar baskısının kapak tasarımını dikkatle inceleyin.Çünkü,bir şifre gizli..


Kitabı Satın Almak İsterseniz:Ölüm Çığlığı