Öykü Yazarı Tuba Arık İle Yaptığımız Röportaj
Röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim Tuba Hanım.Kitabınızdaki başarınızı yeni kitaplarınızda da devam ettireceğinize inanıyorum.Sizin de müsaadenizle sorularıma geçmek istiyorum ;
-İlk kitabınız Öykülerden oluşan bir kitap,sizi yeni kitaplarınız da roman yazarı olarak da görecek miyiz yoksa edebiyat serüveninize Öykü yazarı olarak mı devam etmeyi planlıyorsunuz?
√Evet, ilk kitabım öykülerden oluşuyor. Bunda bir öykü yarışması kazanmamın etkisi büyük. Aslında öykü yazmada -yazmaya çalışmaya diyelim- çok yeniyim. Henüz birkaç senedir uğraşıyorum bu türle. İtiraf etmem gerekirse öykü yazmak roman yazmaktan daha zor ve riskli. Kendi açımdan zorluğu, anlatmak istediğinizi daha dar bir kalıba sığdırmaya çalışıyorsunuz ve bu da kurguyu bir köşeye sıkıştırmış oluyor. Bu düzende hikayeyi tam anlamıyla verebiliyorsanız başarmış oluyorsunuz. Sanırım bu konuda pek yetenekli değilim. Şayet bu yolda devam edebilirsem romanla devam etmek istiyorum.
-Kendinizi Öykü Yazarı’nın dışında nasıl biri olarak tanımlayabilirsiniz?
√Öykü yazarı değilim gibi geliyor. Dediğim gibi, öykü yazmak daha bir özveri ve bir köşeye sıkışmayı gerektiriyor. Karakterler, kurgu, her şeyiyle sınırlılar. Ben özgürlüğe önem veren bir insanım. Karakterlerime de bu eziyeti yapmamak adına romanın sınırsız özgürlüğünü öyküye yeğlerim.
-Bir yazınızda ‘Sen yazmayı seçmezsin,yazmak seni seçer’ demişsiniz,bunu biraz daha açabilir misiniz ?
√Evet, her zaman bu fikirdeyim. Yazmak seni seçer. Oturursun ve hiç beklenmedik bir anda gelir, konuverir dünyana. İlham der kimileri buna. Ben, seni gelip bulması diyorum. Karakter gelir, kurgu gelir, hikaye gelir. Sen bir aracı olarak oturur yazar, yazmaya, onun isteğini yerine getirmeye çalışırsın. Biraz delilik gibi görünüyor. Zaten yazmak da öyle değil mi? Bence, o ince çizgide yaşamak isteyenler içindir yazmak. Bu riski göze alanlar için. Delirme riskini.
-Dünya klasikleri içerisinde sizde özel yere sahip bir kitap var mı şayet varsa bunun nedenlerini öğrenebilir miyiz ?
√Hiç düşünmeden bu soruya cevap verebilirim. Karamazov Kardeşler. İnanılmaz bir dehanın, inanılmaz bir hayal gücünün ve bilgeliğin ürünü. Bu eser için yapılabilecek tek şey susmak ve Dostoyevski'nin önünde saygıyla eğilmektir.
-Kitabınızda Realizmin ağır bastığını görüyorum,yeni kitaplarınızda da Realizmin mi yoksa daha farklı bir edebi akımın mı izlerini göreceğiz ?
√ Fantastik türde yazıyorum. Sanırım bir riski de buradan aldım. Türkiye'de hem öykü kitabı okunmuyor, hem de fantastik türe yeterince değer verilmiyor. Ama ben bu konuda umutluyum. İlerleyen yıllarda fantastik edebiyat hak ettiği yere gelecek ve gerçeklikten bıkan her insan kendini bu eserlerin büyüleyici dünyasına atacaktır.
-Kitap okurken seçici misinizdir ? Yani mesela ‘hayatta okumam’dediğiniz kitaplar veya türler var mıdır?
√Kitap okurken seçici değilimdir, elimden geldiğince her türü okumaya çalışırım. Hayatta okumam, diyemem. İçinde bir şey bulunmayacak kadar kötü bir kitap yoktur, der Balzac. Bu yüzden her kitap okunmaya değer. Yalnız, fantastik okumamaya çalışıyorum. Bu nasıl bir çelişki diyebilirsiniz. Fantastik türe en büyük desteği benim vermem gerekir halbuki. Fantastik yazıyorum, kafamın içinde gezinen her bir karakter sıra dışı, bir de fantastik okursam gerçek dünyayla bağlarımı koparabilirim. Bu yüzden ayaklarımın tekrar yere basması lazım. Polisiye, gerilim, korku önceliklerim arasında.
-Tuba Hanım son sorum.. Ben sizin edebiyat dünyasına isminizi altın harfler ile yazdıracağınıza eminim bu yüzden size bir soru sormak istiyorum,Bundan 10 yıl sonra kendinizi edebiyat dünyası içerisinde nerede tanımlıyorsunuz ?
√Teşekkür ederim inancınızdan ötürü. Edebiyat dünyası sürprizlerle dolu. On yıl sonra şurada olurum dersem ya yalan söylemiş ya da kendimi kandırmış olurum. Bu yüzden takdiri okurlara bırakıyorum. Olmamız gereken yeri onlar sağlayacaktır.
Çok ama çok güzel bi röportaj oldu.Sizin gibi yazarları tanımak hem çok güzel hemde gelecek adına umut verici.Röportaj teklifimi kırmadığınız için size birkez daha teşekkür ederim,Yazarlık hayatınızda size başarılar dilerim..
√Benim için de çok güzel bir röportajdı Yasin Bey. Çok teşekkür ediyorum, sözleriniz çok mutlu etti beni, inanın ne söyleyeceğimi bilemiyorum. İlgilenip röportaj yapmaya değer bulduğunuz için özellikle ben teşekkür ederim. Her şey için çok sağ olun.
Röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim Tuba Hanım.Kitabınızdaki başarınızı yeni kitaplarınızda da devam ettireceğinize inanıyorum.Sizin de müsaadenizle sorularıma geçmek istiyorum ;
-İlk kitabınız Öykülerden oluşan bir kitap,sizi yeni kitaplarınız da roman yazarı olarak da görecek miyiz yoksa edebiyat serüveninize Öykü yazarı olarak mı devam etmeyi planlıyorsunuz?
√Evet, ilk kitabım öykülerden oluşuyor. Bunda bir öykü yarışması kazanmamın etkisi büyük. Aslında öykü yazmada -yazmaya çalışmaya diyelim- çok yeniyim. Henüz birkaç senedir uğraşıyorum bu türle. İtiraf etmem gerekirse öykü yazmak roman yazmaktan daha zor ve riskli. Kendi açımdan zorluğu, anlatmak istediğinizi daha dar bir kalıba sığdırmaya çalışıyorsunuz ve bu da kurguyu bir köşeye sıkıştırmış oluyor. Bu düzende hikayeyi tam anlamıyla verebiliyorsanız başarmış oluyorsunuz. Sanırım bu konuda pek yetenekli değilim. Şayet bu yolda devam edebilirsem romanla devam etmek istiyorum.
-Kendinizi Öykü Yazarı’nın dışında nasıl biri olarak tanımlayabilirsiniz?
√Öykü yazarı değilim gibi geliyor. Dediğim gibi, öykü yazmak daha bir özveri ve bir köşeye sıkışmayı gerektiriyor. Karakterler, kurgu, her şeyiyle sınırlılar. Ben özgürlüğe önem veren bir insanım. Karakterlerime de bu eziyeti yapmamak adına romanın sınırsız özgürlüğünü öyküye yeğlerim.
-Bir yazınızda ‘Sen yazmayı seçmezsin,yazmak seni seçer’ demişsiniz,bunu biraz daha açabilir misiniz ?
√Evet, her zaman bu fikirdeyim. Yazmak seni seçer. Oturursun ve hiç beklenmedik bir anda gelir, konuverir dünyana. İlham der kimileri buna. Ben, seni gelip bulması diyorum. Karakter gelir, kurgu gelir, hikaye gelir. Sen bir aracı olarak oturur yazar, yazmaya, onun isteğini yerine getirmeye çalışırsın. Biraz delilik gibi görünüyor. Zaten yazmak da öyle değil mi? Bence, o ince çizgide yaşamak isteyenler içindir yazmak. Bu riski göze alanlar için. Delirme riskini.
-Dünya klasikleri içerisinde sizde özel yere sahip bir kitap var mı şayet varsa bunun nedenlerini öğrenebilir miyiz ?
√Hiç düşünmeden bu soruya cevap verebilirim. Karamazov Kardeşler. İnanılmaz bir dehanın, inanılmaz bir hayal gücünün ve bilgeliğin ürünü. Bu eser için yapılabilecek tek şey susmak ve Dostoyevski'nin önünde saygıyla eğilmektir.
-Kitabınızda Realizmin ağır bastığını görüyorum,yeni kitaplarınızda da Realizmin mi yoksa daha farklı bir edebi akımın mı izlerini göreceğiz ?
√ Fantastik türde yazıyorum. Sanırım bir riski de buradan aldım. Türkiye'de hem öykü kitabı okunmuyor, hem de fantastik türe yeterince değer verilmiyor. Ama ben bu konuda umutluyum. İlerleyen yıllarda fantastik edebiyat hak ettiği yere gelecek ve gerçeklikten bıkan her insan kendini bu eserlerin büyüleyici dünyasına atacaktır.
-Kitap okurken seçici misinizdir ? Yani mesela ‘hayatta okumam’dediğiniz kitaplar veya türler var mıdır?
√Kitap okurken seçici değilimdir, elimden geldiğince her türü okumaya çalışırım. Hayatta okumam, diyemem. İçinde bir şey bulunmayacak kadar kötü bir kitap yoktur, der Balzac. Bu yüzden her kitap okunmaya değer. Yalnız, fantastik okumamaya çalışıyorum. Bu nasıl bir çelişki diyebilirsiniz. Fantastik türe en büyük desteği benim vermem gerekir halbuki. Fantastik yazıyorum, kafamın içinde gezinen her bir karakter sıra dışı, bir de fantastik okursam gerçek dünyayla bağlarımı koparabilirim. Bu yüzden ayaklarımın tekrar yere basması lazım. Polisiye, gerilim, korku önceliklerim arasında.
-Tuba Hanım son sorum.. Ben sizin edebiyat dünyasına isminizi altın harfler ile yazdıracağınıza eminim bu yüzden size bir soru sormak istiyorum,Bundan 10 yıl sonra kendinizi edebiyat dünyası içerisinde nerede tanımlıyorsunuz ?
√Teşekkür ederim inancınızdan ötürü. Edebiyat dünyası sürprizlerle dolu. On yıl sonra şurada olurum dersem ya yalan söylemiş ya da kendimi kandırmış olurum. Bu yüzden takdiri okurlara bırakıyorum. Olmamız gereken yeri onlar sağlayacaktır.
Çok ama çok güzel bi röportaj oldu.Sizin gibi yazarları tanımak hem çok güzel hemde gelecek adına umut verici.Röportaj teklifimi kırmadığınız için size birkez daha teşekkür ederim,Yazarlık hayatınızda size başarılar dilerim..
√Benim için de çok güzel bir röportajdı Yasin Bey. Çok teşekkür ediyorum, sözleriniz çok mutlu etti beni, inanın ne söyleyeceğimi bilemiyorum. İlgilenip röportaj yapmaya değer bulduğunuz için özellikle ben teşekkür ederim. Her şey için çok sağ olun.